16 Mayıs 2008 Cuma

2008-37 1968 BAHARI - 07.05.2008

ABD’de, Başkan John F. Kennedy’nin 22 kasım 1963 günü bir suikasta kurban gitmesinden sonra başkanlık Koltuğuna oturan Lyndon Baines Johnson, Demokrat Parti’den; İngiltere Başbakanı James Harold Wilson, İşçi Partili; Almanya’da Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik ve Almanya Sosyaldemokrat Partisi’nin katılımıyla kurulan Büyük Koalisyon Hükümeti’nin başı, Şansölye Kurt Georg Kiesinger, Hıristiyan Demokrat; Fransa’da Başbakan George Pompidou, ‘de Gaulle’cü’ Yeni Demokrasi Birliği’nden; İtalya Başbakanı Aldo Moro, Hıristiyan Demokrat; Süleyman Demirel Adalet Partisi’ndendi.

Lyndon B. Jonhson

Siyasal kişilikleri 2. Dünya Savaşı sonrası dünyaya egemen olan ‘soğuk savaş’ döneminde biçimlenen ve sosyalist ülkeler ile Üçüncü Dünya ülkelerindeki bağımsızlık savaşlarını da Batı için tehlike olarak gören bu politikacıların ortak özellikleri antikomünist/muhafazakâr olmalarıydı. Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya ve Türkiye’de gençlik, ‘1968 Baharı’nı bu politikacıların iktidarları döneminde karşıladı.

***
Bu ülkelerin tümünde olayları tetikleyen, üniversite reformuna ilişkin talepler olduğu düşünülse de bu, buzdağının su yüzünde görünen bölümüydü. Her ülkede 68 Hareketi o ülkenin kendine özgü siyasal, ekonomik, kültürel koşullarına bağlı olarak ortaya çıkmıştı.

68 Hareketi’ni küreselleştiren başlıca gelişme ise Amerika Birleşik Devletleri’nin taraf olduğu ve giderek şiddetlenen Vietnam savaşıydı. Fransa’nın Vietnam’da 1946 yılından beri sürdürdüğü sömürge savaşı, Fransız ordusunun 1954 yılında Dienbienphu’da bozguna uğramasından sonra aynı yıl 21 temmuzda imzalanan Cenevre Antlaşması ile sona ermiş, Vietnam, Kuzey ve Güney olmak üzere 17. paralel sınır alınarak ikiye bölünmüştü. Kuzey ile birleşmesi hedefleyen güneydeki Halk Kurtuluş Ordusu’nun (Vietcong) düzenli orduya kazandığı ilk başarılar üzerine Amerika Birleşik Devletleri Güney Vietnam’ı sahiplenerek ilk elde ‘danışman’ adı altında 17 bin askerini ülkeye yerleştirdi. 1963 yılında bir darbeyle hükümet devrilerek iktidar askerlere geçti.

Vietcong ve Kuzey Vietnam birliklerinin baskısı altındaki Güney Vietnam'ın çöküşünü ancak ABD’nin doğrudan müdahalesi engelleyebilirdi. ABD’nin yardımıyla Güney Vietnam ordusunun kuvveti üç kat arttı. 1964'te ABD, komünist kuvvetlerin artan saldırılarına yanıt olarak Kuzey Vietnam'ı bombalamaya başladı. 1964’te Güney Vietnam’a gönderilen asker sayısının 23 bine, ertesi yılın sonunda 184 bine yükselmesi üzerine ABD’deki savaş karşıtı etkinliklerde de bir artış gerçekleşmişti.
Vietnam

ABD’deki savaş karşıtı eylemler, yürürlükteki ırk ayrımcılığına karşı uzun yıllardır süregelen gösterilerle buluşunca ülkede parlamento dışında ve düzene karşı önemli bir muhalefet ortaya çıkmıştı. İkisi de siyah olan Stokely Carmichael, Angela Davis gibi gençlik ve sivil yurttaşlık hareketi önderlerinin çağrıları Avrupa metropollerinin öğrenci kitlelerinde büyük yankı uyandırıyordu.

***

Vietnam direnişinin yanı sıra Güney Afrika ve Rodezya’da ırk ayrımcılığına karşı yürütülen mücadele, Angola, Mozambik ve Burkina Faso’nun bağımsızlık savaşları, Filistin halkının emperyalizme karşı direnişi, ABD’ye meydan okuyan Küba, Çin’deki ‘Kültür Devrimi’ dünya gençliği gibi Türkiye’deki gençliğin de ilgi odağı ve esin kaynağıydı.

Almanya’da Rudi Dutschke, Fransa’da Daniel Cohn Bendit, İngiltere’de Tarık Ali gibi gençlik önderlerinin söylemleri birbirlerininkilerle olduğu gibi Türkiye’deki gençlik hareketinde öne çıkan Deniz Gezmiş’lerin, Mahir Çayan’ların söylemleriyle de örtüşüyordu.

‘Tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye’, Türkiye’deki gençliğin ulusallığını, ‘Bir, iki, üç Vietnam, Ernesto’ya bin selam’ da evrenselliğini yansıtan/simgeleyen sloganlardı.


Aynı coşkuyla dillendirilen bu sloganlar/söylemler, ‘ulusal olmadan evrensel, evrensel olmadan ulusal’ olunamayacağını göstermesi açısından önemli bir örnektir.

Hiç yorum yok: